Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Son arzum.

Son dileğime müsade ettiklerinde Sevincimden ağlamak istedim. Dar ağacıma, Elvan elvan kurdeleler bağladım. Sonra, Yüzümü türlü renklere boyadım, Ölümüm çocukları korkutmasın. Son arzumdu bu...

Anlamadılar...

Ve anladım; Beni bu çirkin dünyada Yaşamak sancısına karşı dimdik tutan İyi olan her şeye olan aşkımdır. İşte ben bu aşkı, Anlatamadım, Anlamadılar... Şeytan bile tebessüm etti Bir yavru ceylanın ilk adımını görünce; Taşı yarıp filizlenen bir çiçeği gördüler, Dudakları bile oynamadı. Anlamadılar...

Biz seninle...

Bir ağaç düşün ki; Onca cana yuva Ve onca meyveye gebe. Dalları ormanı kuşatır boydan boya, Kol kanat gerer yavru fidanlara. Altında sevdicekler büyütür, Çocukluktan gençliğe. Yarsiz kalanların isimlerini taşır karnında, Serin rüzgarlar sızlatır yaralarını. Meyve verir azgın çocuklara, Hırsızlıkla suçlamaz hiçbir zaman; Cömert, asil bir ihtiyar. Nice nesillerin büyüyüp filizlenmesine, Nicesinin sararıp solmasına şahit; Esirgemez olanca ihsanını. Tohumlar serper kurumuş toprağa, Kökünden su taşır. Titrer ilk çocuğu gibi her birine, Titrer en kudretli ana güdüleriyle. Biz seninle meyvesini yedik o güzel anamızın, Çekirdeğini kırdık bölüştük yarı yarıya, Tadı zehir... Gülüştük tesiriyle. Beraber büyüttük biz bu aşkı, Beraber yeşerttik, Anamızın kökleri dibinde. Susuz kaldı dallarımız, Göz yaşlarımızla besledik. Kim anlayabilir bunun lezzetini, A canım?