Küfr.

Günümüzde “hakaret ve aşağılayıcılık” içeren bir kelime olarak kullandığımız “küfür” kelimesinden bahsetmek istiyorum. Bizim bu şekilde kullandığımız kelime aslında Arapça olup “hakikâti örtmek” mânâsına gelmektedir. Dinî anlamda “Allah’ın hakikâtini örtmek, gizlemek” anlamındadır. Yani küfr etmek doğru mânâsıyla “hakikâti örtmek” anlamındadır. Biz bu kelimeyi değiştirerek kendi arzumuz yönünde kullanmış ve dilimize geçirmiş bulunmaktayız. Gelelim bu kelimenin “ism-i fâil”(yani eylemi gerçekleştiren kişi) olan “kâfir”e: “Kâfir” ise “hakikâti örten, gizleyen kişi” anlamındadır (Biz günümüzde “kâfir” kelimesini genellikle İslam dinine mensup olmayan yabancı insanlar için veya dinden çıkaran davranışları sergileyen insanlar için kullanırız bunun yanında hakaret için kullandığımız da olur). Yine dinî mânâda “Allah’ı inkâr eden, hakkı görmeyen” anlamındadır. Şimdi bu kelimeyi sadece dinî boyutta değerlendirmeyi bırakıp asıl mânâsıyla değerlendirecek olursak; “küfr eden” bir insan “ hakikâti örten”dir. Bu anlamda bu insan “kâfir”dir. Çünkü hakikâti örtmüş, umûmdan gizlemiştir. Ayrıca belirtmek isterim ki “hakikâti gizleyen” bir kişinin sırrına vâkıf olup bu sırrı saklayan da bir kâfirdir...

Bu bilgiden sonra şimdi elimizi vicdânımıza koyup düşünelim. Ne kadar kâfiriz? Şuan bulunduğumuz dünyâda binlerce haksızlık, zulüm söz konusu. Özellikle güzîde ülkemiz, cânımız, güzel vatanımız ve bu vatanın nice güzel evlâdı; türlü zulümlere ve işkencelere, sömürülere ve haksızlıklara tâbi tutuluyor. Üniversite okuyup işsizlikten intihâr eden gencecik evlâdlar, yoksullukla cebelleşen ve içinden çıkamayıp intihâr eden onca anne-baba, kontrolsüz ve denetimsiz iş yerlerinde çalışan ailesi için çırpınan ancak iş kazalarına kurban giden onca insan, yanıp kül olan ve emperyalist ülkelerin kesip talan ettiği ormanlar... daha bitmez sayılacaklar. Vatana ve millete bakmakla yükümlü devletin makâmları; paraya aç, pervâsız, onursuz ve ârsız insanlarla dolup taşmış olması en büyük nedendir ancak ikinci büyük neden açık ve aşikâr olan bu durumları görmezden gelen ve inkâr eden gürûhtur. İşte bu gürûh kâfirlerden oluşan bir sürüdür. Daha ne kadar sürecek bu durum? Elimizi vicdânımıza koyalım ve soralım kendimize dostlarım: Biz bu köhne kokuşmuş gürûhun ve düzenin bir parçası mı olacağız, birer kâfir mi olacağız yoksa bu düzeni bozan ve bu gürûhu cezalandıran bir toplum mu olacağız?..

Vesselâm.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aşka Dâir Efkâr

Ben kimim? Sahi nedir? Kimdir?

İmkansızlık