Kavga

Sonsuz uçurumlarda yankınlandı sesimiz,
Kargaşanın çekirdeğini oluşturdu sessizliğimiz.
Susuyorduk, zulme rağmen güzel çocuklar için,
Susuyorduk, yarın daha iyi olacak diyeydi ümidimiz.
Sokaklara indiğinde,
Açlıktan ölüyoruz diye ağlayan şişman bedenler
Kaldırımlarda, sıska bedenleriyle izlediler,
Çöpte bir kuru ekmek bulunca sevinenler.

Ömrümüzden ömür çalıyorlarken,
Canımızdan can alıyorlarken,
Gözlerimizin içine baktılar.
Baktılar hiç utanmadan
Ve baktılar yüzümüzde oluşan mimiklere
Tüm dikkatimizle onları izlerken.
Evet, evet söyledim ya!
Hiç utanmadılar, utanmadılar
Bizleri soyup soğana çevirirken,
Utanmadılar çocuklarımız açlıktan figan ederken.
Yalanlar söylediler bize,
Yüreğimizi karartan cinsten.
Sömürdüler yarınlarımızı,
Ümitlerimizi sömürdüler,
Aç bir sülük gibi kanımızı emdiler.
Emdiler ama zehirlenmediler,
Çünkü yoktu içimizde zerre kötülük,
Kanımızın saflığıyla beslendiler.

Konuşturmadılar bizi,
Doğruları söyletmediler.
Yazdık, biz de yazdık bize yapılanları,
Bizi de enseleyecekler biliyorduk,
Biliyorduk elbette;
Bizi de öldürmeden gömecekler,
Ve biliyorduk, sonumuz;
Bu uğurda ölenler gibi olacak,
Yine de yazdık.
Yazdık son damla ümidimizle,
Bir gün bitecek bu zulüm,
Bir gün açacak yine
Toprağımızda kan kırmızı güller.
Kanımızdan alacak rengini,
Özümüzden beslenecek.
Doğacak yine ay gibi beyaz,
Güneş gibi parlak bebekler.
Bir kavga olacağız sessiz,
Usulca büyüyeceğiz,
Yaşamak sancısını bilen yüreklerde
Ve hiç kuraklaşmayacak toprağımız,
Solmayacak çiçeklerimiz bir daha
İnanıyoruz, biliyoruz o güzel ellerde...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aşka Dâir Efkâr

Ben kimim? Sahi nedir? Kimdir?

İmkansızlık